Hatasız iş yapma ve insan hayatını birinci dereceden ilgilendiren bir mesleği icra eden hava trafik kontrolörleri eyleme geçti. Emekçiler, özlük haklarının ve çalışma koşullarının insani düzeylere getirilmesi için ‘inisiyatif almadan çalışma’ eylemi başlattı.
Hava Trafik Kontrolörleri ve Diğer Ulaştırma Çalışanları Sendikası (HTK-SEN) üyesi emekçilerin pasif eylemi nedeniyle uçakların iniş sayısı azaldı ve rötarlar arttı.
Anayasal haklarını kullanan örgütlü emekçilerin, eylemi de AKP’de rahatsızlık yaratı.
ERDOĞAN: SORUMLULARI HESABA ÇEKİN
Türkiyegazetesi’nin haberine göre; AKP MKYK toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu işi ivedilikle çözün, gereken neyse onu yapın, sorumluları hesaba çekin” dedi.
Erdoğan, birilerinin hesaba çekilmesini isterken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da konuyu ‘çözeceğini’ söyledi.
“BU DEVLETE ŞANTAJ” DEDİ!
Bir kabine üyesinin de emekçilerin var olan maaşlarına göz diktiği ve sendikal eylem hakkının ‘şantaj’ olarak tanımladığı öğrenildi. Türkiyegazetesi’nin ismini vermediği kabine üyesinin şunları dediğini iddia etti:
“Zaten yüksek maaş alıyorlar. Sefer paylarından pay verdiğimiz takdirde bu defa yer hizmetlerinde çalışanlar ve diğer personel aynı talepte bulunacak, eyleme geçecek. Bunun önünü alamayız. ’Paramızı verin inisiyatif kullanalım, vermiyorsanız inisiyatif kullanmayacağız’ diyorlar. Bu devlete şantaj. Çalışmak istemiyorlarsa gitsinler, gerekirse yenilerini istihdam ederiz. Herkes devleti şantajla eline geçirebileceğini sanmasın. Biz buraya yeni eleman alacağız, eğitim vereceğiz gerekirse o bin kişiyi göndereceğiz”
HTK-SEN’de konu ile ilgili açıklama yaptı. Sendika, Anayasal haklarının kullanılmasının ‘şantaj’ olarak ifade edilmesine tepki gösterdi.
Sendika, Sayıştay’ın ortaya koyduğu raporda da maaşların artırılmasının elzem olduğunu görüşüne yer verildiğini söyledi. İktidar ağzı ile de konuşsa da emekçilerin haklarını arayan sendikanın X hesabından paylaşımı şöyle:
“Bugün bir televizyon kanalında yer alan haberde, hava trafik kontrolörlerimizin yürüttüğü inisiyatif almadan çalışma faaliyetinin “devlete şantaj” gibi haksız bir ifade ile izafe edildiği üzüntüyle müşahede edilmiştir.
Bilindiği üzere hava trafik kontrolörlerimiz, ülkesine ve milletine şerefle hizmet eden, devletimizin âli menfaatlerini her şeyden üstün tutan bir meslek grubudur. Bu bağlılığı, başta 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi olmak üzere her kritik anda devletimizin ve milletimizin yanında sergilediği duruşla ve yıllardır Türk hava sahasını büyük bir özveriyle yönetip ülkemizi Avrupa’nın zirvesine taşıyarak defaatle kanıtlamışlardır.
Hava trafik kontrolörlerimiz son dönemde, kamuoyu tarafından da yakinen bilindiği üzere “Bu Faaliyet, Türkiye Yüzyılı İçin Bir Adımdır” sloganıyla başlatılan faaliyetle birlikte, bir özlük hakkı arayışının yanı sıra devletimizin menfaatleri doğrultusunda ülkemizin her yıl yüzlerce milyon Euro’luk kaybına yol açan yapısal problemlere dikkat çekerek, bu kayba dur denilmesi için seslerini başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet büyüklerimize duyurmayı hedeflemişlerdir. Nitekim Sayıştay Başkanlığı’mız da tarafımızca dile getirilen hususları yıllardır KİT raporlarında ifade etmiş olup, buna karşın bürokratik engellerden ötürü hiçbir somut adım atılamamıştır.
– SAYIŞTAY “Hava seyrüsefer hizmetlerinin en önemli unsuru uçakları hava sahasına girişinden çıkışına kadar her an gözleyen, yönlendiren, hava trafiğinin sıkışmadan 24 saat sürekli kontrollü seyrini sağlayan hava trafik kontrolörleridir. Diğer ülkeler özellikle hava trafik kontrolörlerine çok yüksek ücretler ödemektedir. Hava trafik kontrolörlerinin ücretlerinin benzer ülke kurumlarındakilerin düzeyine getirilmesini teminen ilgili merciler nezdinde girişimlerde bulunulması gerekmektedir” dedi,
– BİZ “Tüm Avrupa’da maliyetler hava trafik kontrolörleri üzerinden artırılıyor. Hava trafik kontrolörlerimizin mesleki şartlarının iyileştirilmesi ve özlük hakları konusundaki yıllardır süregelen sorunların çözümüne yönelik talepler, devletimizin bütçesine bir yük getirmeksizin (sıfır), hazinemize ek vergi gelirleri sağlayacaktır. Bu talepler, bazı yasalarda yapılabilecek birkaç basit düzenleme ile çok kolay bir şekilde karşılanabilir niteliktedir” dedik.
– SAYIŞTAY “EUROCONTROL’den daha yüksek gelir elde eden ülke seviyelerininin baz alınmasını sağlayacak organizasyonel yapının oluşturulmasına yönelik girişimlerin yapılması önerilir” dedi,
– BİZ “Ülkemizin hariç 41 EUROCONTROL üyesinin tamamında de-facto standart olarak uygulanan “Hava seyrüsefer hizmetleri” ile “Havalimanı işletmeciliği” ayrımında geri bırakıldık. Bu birliktelikten ötürü, ülkemiz her yıl yüzlerce milyon Euro kaybetmekte” dedik.
Sahip olduğumuz yerli ve milli duruş, ülkemizin bu kaybına daha fazla sessiz kalmamıza izin vermemiş ve anılan hususlarda farkındalık oluşturmak için bizleri bu faaliyete mecbur bırakmıştır. Bu çerçevede sendikamızca yürütülen faaliyet Anayasamıza, ulusal ve uluslararası mevzuata tamamen uygun şekilde icra edilmektedir. Kamu çalışanları olarak bizlerin hiçbir şart ve koşulda kanunlara aykırı bir eylem içerisine girmesi düşünülemez. Nitekim Sn. Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız da yapılanın kurallara inisiyatif alınmaksızın harfiyen uyulmasından ibaret olan, kanunlara uygun bir faaliyet olduğunu ve haklı taleplerimizin bulunduğunu TBMM’de bizzat dile getirmiştir.
Filhakika, bizler Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonuyla havacılık sektörünü daha ileri taşımayı arzulayan ve ülkemiz ekonomisine büyük bir döviz girdisi sağlamak için çabalayan bir hareketi temsil ediyoruz. İşaret ettiğimiz sorunlar ve talepler, bu vizyonla sivil havacılığımızın uluslararası havacılık standartlarını yakalamasını, en iyi uygulamaları örnek almasını sağlayacak hususlardır. Bu doğrultudaki tek maksadımız, bürokratik engellerin aşılarak Türkiye’mize her bakımdan fayda sağlayacak adımların atılmasıdır.
Üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.”