İmamoğlu: Milletimizi Kendini Tehdit Etmeye Çalışan Bir Kişiyi Sandıkta Pişman Eder

Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2024 yerel seçim sürecinin ilk halk buluşmasını Şile Meydanı’nda gerçekleştirdi. CHP Şile Belediye Başkan adayı Özgür Kabadayı ile birlikte vatandaşları selamlayan İmamoğlu, “Bize oy verirsiniz, vermezsiniz; bizden hizmet alırsınız. O ne diyor? ‘Bize oy verirseniz, hizmet alırsınız’ diyor. Öyle değil mi? Bizim milletimize had bildiren, haddini bildirmeye çalışan, bizim milletimizi tehdit etmeye çalışan bir kişiyi bizim milletimiz nerede pişman eder? Sandıkta, sandıkta pişman eder. Pişman edeceksiniz onu bu sözlerinden dolayı. ve bizim milletimiz, milletine had bildiren anlayışı bırakalı 100 sene oldu, 100 sene. Bu ülkede 100 senedir Cumhuriyet var. Bu ülkede 100 senedir büyüyen demokrasi var. Daha da büyüteceğiz. 100 senedir, ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ diyen 16 milyon İstanbullu var, 86 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var. Onun için, millete had bildirmeye, bu millet pabuç bırakmaz. Gereğini yapar. Siz de gereğini yapacaksınız” dedi.

İmamoğlu, 31 Mart 2024 yerel seçim sürecinin ilk halk buluşmasını Şile Meydanı’nda yaptı. CHP Şile Belediye Başkan adayı Özgür Kabadayı ile birlikte vatandaşları selamlayan İmamoğlu, coşkulu bir kalabalığa hitap etti. İmamoğlu şunları söyledi:

“BUGÜN HEP BİRLİKTE BİSMİLLAH DİYORUZ: Bugün hep birlikte bir ‘bismillah’ diyoruz. İnşallah güzel bir seçim yolculuğuna çıkıyoruz. Şunu hissediyorum: İnsanlarımızın güzel bakışları, bizlerle olan samimi paylaşımları ve duyguları, bu seçimin çok başarılı bir seçim olacağının, hep birlikte çok güzel işler başaracağımızın işareti. Alanında Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük tesisi olan Kömürcüoda Çöp Sızıntı Suyu Arıtma Tesisi açılışından geldik. Artık o çöp sızıntı suyu bu bölgeye, hatta ta Marmara’ya kadar zarar vermeyecek hale geldi. Hayırlı uğurlu olsun.

SEÇİMİ, GÜLER YÜZÜMÜZLE KAZANACAĞIZ: Biz, bu seçimi tabii ki kazanmak için yola çıkıyoruz. Seçimi, güler yüzümüzle kazanacağız. ve bundan hiç vazgeçmeyeceğiz. Nezaketimizle, sevgimizle, saygımızla kazanacağız. Biz seçimde algılarla değil, gerçeklerle kazanacağız. Göreceksiniz; el birliğiyle, yürek yüreğe kazanacağız. İşbirliğimiz büyüyecek. Biz, hep birlikte kazanacağız. Milletçe kazanacağız. Şile’de, sadece Özgür Başkan değil, bütün Şileliler kazanacak. İstanbul’da, Ekrem Başkan değil, bütün İstanbul kazanacak. ve böyle bir düzeni, böyle bir süreci hep birlikte var edeceğiz. 5 yılda İstanbul’da, her konuda, ama her konuda insan odaklı iş ürettik. İstanbul’un sorunlarını çözüme kavuştururken, yeşil alandan İstanbul’un ulaşım sistemine, metrolarından köylerine, çiftçisinden balıkçısına, bu şehrin annelerinden çocuklarına, gençlerinden yaş almış insanlarımıza; bütün hizmetlerimizi en kaliteli hale getirirken, yeni hizmetlerimizle insan odaklı bir süreç ortaya koyduk. En zor koşullarda, pandemide, İstanbul’un ekonomik krizden sarsıldığı 6-7 yıl içerisinde insanlarını rahat ettirmek adına, en üstün, insan odaklı projeleri ortaya koyduk.

5 YILDA GİTMEDİĞİMİZ ŞİLE KÖYÜ KALMADI: Şile, bizim geçmiş dönem yaşadıklarımızı yaşamadı. Ben, bir ilçenin belediye başkanıydım; biliyorsunuz. 5 yıl o görevi yaptım. Bir başka partiden diye, Büyükşehir Belediyesi, bizim kapımızı bile çalmadı. Bize selam bile vermedi. Hizmette ayrımcılık yaptı. Ama biz… Bu 5 yılda gitmediğimiz Şile köyü kalmadı. Yolunu yapmadığımız Şile köyü kalmadı. Mezarlıklarını yenilemediğimiz Şile köyü kalmadı. ‘Şile onların partisiymiş, şuymuş, buymuş’ demedik. Bakın Şile’nin, selle, en ufak bir yağmurda bile en büyük sıkıntıyı yaşayan Yediköy Deresi’ni büyük oranda bitirdik. Tamamını bu yaza kadar tamamlayacağız. İstanbul’un her yerini sel baskınlarından kurtarırken, Şile’yi de unutmadık, Şile’ye tarihin en büyük altyapı projesini kazandırdık. Atık su ve yağmur suyu süreçlerinde ciddi yatırım yaptık. Yeniköy’de yine, Arıcılık Merkezi açtık. Özellikle Şile’de arıcılığın büyümesi adına, işbirliği yaparak çok özel bir merkezi hayata geçirdik. Şile’de yoktu; Halk Ekmek’i buraya bile getirdik. Vatandaşımızın hizmet alacağı neresi varsa, esirgemedik. ve inanın; İstanbul’un hiçbir köşesini, bu konuda mağdur etmedik. Şile’de kreşimizin şu an inşaatı devam ediyor. Kreşi de çok yakın zamanda burada açacağız.

BAZI ŞEYLER, BU ŞEHİRDE SIFIRDI: Bazı şeyler, bu şehirde sıfırdı. Mesela; öğrenciye burs sıfırdı. Sadece bu sene kaç öğrenciye burs verdik biliyor musunuz? Tam 100 bin üniversite öğrencisine, 750 milyon lira, eski parayla 750 trilyon lira bir bütçe ayırdık. Bu dediğim bütçe bile, Şile Belediyesi’nin bütçesinden çok daha fazla bir bütçe. Peki sadece o mu? Başka şeyler de sıfırdı. Şu anda tam 100 kreşimiz var. Her sene, en ücra mahallelerde 10 binin üzerinde çocuğumuz, o kreşlerde eğitim alıyor. Başka şeyler var, sıfırdı. Mesela öğrencilerin yurtları yoktu. Öğrencilerin kalacağı sayısı sıfırdı. Şu anda 5 bin 200 üniversite öğrencimiz, yurtlarımızda kalıyor. Bakın böyle bir hizmet yoktu: Annelerin mağduriyetini dinlemiş bir kardeşiniz olarak, bir hemşehriniz olarak, gelir gelmez göreve biz ne yaptık? Özellikle çocuğu olan, bebeği olan annelere dedi ki, ‘Biz, sizi bu şehirde özgürleştireceğiz. Bebeğini kucağına alacaksın, sağlık ocağına gideceksin. Bebeğini kucağına alacaksın, doktora gideceksin. Bebeğinle birlikte gezeceksin. Moralin iyi olacak ki, çocuğunu daha iyi yetiştirebilesin.’ Şu anda 650 elli bin annenin cebinde, bizim Anne Bebek Kartı var.

MİLLETİMİZİN ÇAKTIRMADAN CEBİNDEN PARALARI ALAN DEĞİL…: Bizim bu projelerimizi 2019 yılında anlatırken, şöyle dediler: ‘Ya öyle proje mi olur?’ Onların mega proje dediği, insanların gözünü boyayan, çaktırmadan cebinden çok para alan işler. Biz ne yapıyoruz? Biz ne yapıyoruz biliyor musunuz? Milletimizin bütçesini, milletimiz için harcıyoruz. Milletimizin çaktırmadan cebinden paraları alan değil, milletimizin gözüne sokarak yardım eden değil; bir elin verdiğini öbür elin görmediği, ihtiyacı olan insanın cebine farkını olmadan yardım eden bir yönetim olduk. Dolayısıyla biz, insanımıza hizmet ediyoruz. Biz, insanımızla konuşuyoruz. İnsanımızla konuşmaya devam edeceğiz. Biz; özgür, onurlu, 16 milyon İstanbulluyuz. İnsanımızın hiçbirisini birbirinden ayırt etmiyoruz. ‘Benim partilim, başka partili’ demeyeceğiz. Ben, partimin has evladıyım. Cumhuriyet Halk Partiliyim. Cumhuriyet’imi, canım bayrağımı çok seviyorum. Milletimi, devletimi çok seviyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ü çok seviyorum. Biz böyle bir kültürü temsil ediyoruz. Ama ‘O parti, bu parti’ demiyoruz. Biz, bu şehrin bütün partilerine oy verenlerin oyuna talibiz. İstanbul ittifakı’nın oyuna talibiz. Ben, 16 milyon insanın oyunu almaya talibim. İstanbul’un her köşesinde bu sefer, bu seçimde hep birlikte oy rekoru kırmaya var mıyız? Özgür Başkanla birlikte, Şile’de, oy rekoru kırmaya var mıyız? İşte biz, bu kültürle, bu ahlakla göreve talibiz.

SİZLERİ ŞÖYLE BİR SEFERBERLİĞE DAVET EDİYORUZ…: Sevgili dostlarım, benim değerli hemşerilerim, sizleri, özellikle Şileli hemşehrilerimi şöyle bir seferberliğe davet ediyoruz. Bütün Şilelilerden, bu seçimde tarihi görülmemiş bir biçimde bu seçimin seferberliğine davet ediyoruz. Hep birlikte çalışacağız. Efendim bazen bana şöyle diyorlar: ‘Ben, senin için çok çalıştım.’ Senin için değil; ben şu an kim için çalışıyorum? Sizin için çalışıyorum. Kendim için de çalışıyorum. Ailem için de çalışıyorum. Ama bu şehrin 16 milyon insanı için çalışıyorum. Buradaki bütün değerli hemşehrilerime şunu söylüyorum: Siz de önce kendiniz, sonra aileniz, sonra bütün Şile için, sonra bütün İstanbul için var gücünüzle, güler yüzle, neşeyle, enerjinizle çalışmaya hazır mısınız? Çok fazla bir şey istemiyoruz. Bundan sonra artık önümüzde yaklaşık 40 gün var. Sizden isteğimiz şu: Komşunuzun kapısını çalın. Bizden selam götürün. Özgür Başkanımızdan selam götürün. Biz zaten çok çalışacağız, göreceksiniz. Güzel anneciğim, o güzel yanaklarından, ellerinden öpüyorum hepinizin. O kadar güzel anne var ki burada. Hepinizin güzel ellerinizden öpüyorum.

YALAN DOLAN İŞLERLE UĞRAŞACAKLAR. VALLAHİ VIZ GELİR TIRIS GİDER: Ben size bir şey söyleyeyim mi? Allah beni, bu şehrin çocuklarına mahcup etmesin. Bakın bu şehrin çocuklarına bu şehrin annelerine, güzel annelerimize, teyzelerimize… Ellerinizden öpüyorum. Ben size mahcup olmamak için, çok çalışacağım. Arı gibi çok çalışacağım. Göreceksiniz; benim peşimden koşmaktan yorulacaklar. Yarı yolda nefes nefese kalacaklar. Belki, belki kötü şeyler gelecek akıllarına. Ekrem’le ilgili kötü şeyler konuşacaklar. Böyle ahlak dışı işler yapacaklar. Yalan yanlış, yalan dolan işlerle uğraşacaklar. Vallahi vız gelir tırıs gider. Kötü söz, sahibine aittir. Kötü söz bize yapışmaz, bize yakışmaz. Onlar ne kadar kötü konuşursa konuşsun, biz onlarla ilgili kötü konuşmayacağız. Onun için siz bizden, onlara selam götürün. Hemşehrilerimize, komşularımıza selam götürün. Oylarını istiyoruz ve birlikte çalışacağız. Yalnız Şile Belediye Başkanımıza, yalnız Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bana, Özgür Bey’e ve Ekrem İmamoğlu’na değil, meclis üyeliklerine de oy istiyoruz. Oylarınız, Büyükşehir’de gücümüzü arttıracak. Her birinizden bunu özellikle söylemenizi istiyorum.

BİZİM MİLLETİMİZ, MİLLETİNE HAD BİLDİREN ANLAYIŞI BIRAKALI 100 SENE OLDU: Bize oy verirsiniz, vermezsiniz; bizden hizmet alırsınız. O ne diyor? ‘Bize oy verirseniz, hizmet alırsınız’ diyor. Öyle değil mi? Bizim milletimize had bildiren, haddini bildirmeye çalışan, bizim milletimizi tehdit etmeye çalışan bir kişiyi bizim milletimiz nerede pişman eder? Sandıkta, sandıkta pişman eder. Pişman edeceksiniz onu bu sözlerinden dolayı. ve bizim milletimiz, milletine had bildiren anlayışı bırakalı 100 sene oldu, 100 sene. Bu ülkede 100 senedir Cumhuriyet var. Bu ülkede 100 senedir büyüyen demokrasi var. Daha da büyüteceğiz. 100 senedir, ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ diyen 16 milyon İstanbullu var, 86 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var. Onun için, millete had bildirmeye, bu millet pabuç bırakmaz. Gereğini yapar. Siz de gereğini yapacaksınız. Bize öyle güçlü destek olun ki… Bunlar, gönüllerindekini bile dillerine dolayamıyorlar. Kanal İstanbul’u yapmak istiyorlar; tamamen duygusal… Ama söyleyemiyorlar. Bunlara öyle bir demokrasi tokadı atın ki, seçimde, sandıkta bir daha akıllarına Kanal İstanbul diye bir şey gelmesin.

BU MİLLETİN YOKSULLUKLA OLAN SÜREÇLERİNİ ÇÖZSÜNLER: Bu milletin yoksullukla olan süreçlerini çözsünler. Görevleri kalacak seçimden sonra. Ne kadar bilmiyorum. Neyse, ‘2028’e kadar’ diyelim. O zamana kadar ekonomideki sorunları çözmeye uğraşsınlar. Emeklinin dar gelirli haline çözüm bulmaya çalışsınlar. Okula aç giden çocuklarımıza çözüm bulmaya çalışsınlar. Bu milletin temel sorunlarıyla ilgilensinler. Çevre sorunlarıyla uğraşsınlar. Yanlış işleri yüzünden Erzincan’da, Türkiye’nin farklı yerlerinde mahvolan çevreyi düzeltmeye uğraşsınlar. Ama bunlara gereken dersi vereceğinizi biliyorum. Her konuda İstanbul’un iradesine güveniyorum. Sevgili hemşehrilerimiz, yolumuz açık olsun. Allah yolumuzu açık eylesin. Ben size mahcup olmayayım. Özgür Başkanım size mahcup olmasın. Allah’ın izniyle, biz bu seçimi milletçe kazanacağız, milletçe. Milletin iradesiyle kazanacağız. Yolumuz açık olsun. ‘Tam yol ileri’ diliyorum. Her şey çok güzel olacak.”

Otobüs içinden vatandaşları selamlayan İmamoğlu, Şile Su Ürünleri Kooperatifi’nde balıkçılarla bir araya gelip, sorunlarını dinledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir